Hakkında

13 Aralık 2012 Perşembe

Soru-Cevap Bir

~~

Bağcılar ile Taksim arasında sefer yapan 92T kodlu otobüsün, orta kapısına nazır bir koltuğunda oturuyordum. Aylardan Eylül'dü lakin Ağustos'tan kalma bir boğuculuk vardı sokaklarda. Bu boğuculuk, durak önlerinde kapıların açılmasıyla yerini ince bir yele bırakıyor, yel ise boncuksu terlerimizi okşarcasına silip atıyordu. 

Cevizlibağ durağına gelindiğinde otobüsten inen türlü türlü insanın yerini türlü türlü insan aldı. İnsan ağırlığından kurtulmuş olmanın verdiği ferahlığı özlemle solumaya koyulan koltuklar, tattıkları kısacık vuslattan bir şey anlamazken, çocukluktan beri büyüttüğüm bir alışkanlık olan 'toplu taşıma araçlarında insan tahlil etme' uğraşıma koyuldum ben de. Zira, yarım yamalak tahlil edebildiğim insanlar gitmiş, yerlerine yine yarım yamalak tahlil edebileceğim insanlar gelmişti. 

Bazı bazı insanlar aralarında laflıyor, bazı bazı insanlar telefon görüşmesi yapıyor, bazı bazı insanlar telefonlarını salt ellerinde tutup düşünüyor, bazı bazı insanlar da olağanüstü bir çaba sarf edip, hınca hınç dolu toplu taşıma aracında kah müzik dinleyip, kah kitap okuyarak kültür-sanat etkinliği yapıyordu. İnanılır şey değil ama, dokunmatik telefonunun üç parmak genişliğindeki ekranında film izleyenini dahi gördüm. Evet, acayip zamanlarda yaşıyoruz.

Huyum olduğu üzere ilgimi, kültür-sanat etkinlikleri ile uğraşan azınlığa yönelttim ve otobüsü dinlemeye koyuldum. "Belki de kulaklıklardan, bir takım mp3'lere ait ilgi çekici melodiler yükseliyordur," fikri ile kulaklarımı daha da sivrilttim. Ve, bingo!